NASA 500 Milyon Km Uzaklıktaki Asteroide Yeni Lazer İletişim Sistemi Gönderecek

NASA’nın Psyche sondası, Ekim ayında gerçekleştireceği asteroide seyahatiyle, uzay iletişimi alanında devrim yaratacak bir adım atacak. Derin uzay görevlerinin önündeki iletişim engelini aşmayı vad eden yeni lazer iletişim sistemi, insanlığın uzay keşiflerini daha da ileri taşıyacak bir kapasite sunuyor.

Derin Uzay Optik İletişimi (DSOC) projesi, bu sonbaharda başlatılacak ve uzayda kullanılan mevcut radyo frekansı sistemlerinin sınırlarını aşarak veri iletimini nasıl hızlandırabileceğini test edecek. DSOC’un kızılötesi lazer veri iletimi ve alımı sağlayan özellikleri, aynı adı taşıyan metal bakımından zengin Pysche asteroitine yönlendirilecek.

İlk iki yıl boyunca cihaz, Güney Kaliforniya’daki iki yer istasyonuyla iletişim kurarak güçlü lazer vericilerinin ve derin uzaydan gelen sinyallerin analizinde yeni yöntemlerin test edilmesine olanak sağlayacak.

NASA’nın Psyche sondasının taşıdığı bu yeni lazer iletişim sistemi, uzay keşiflerinde önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor. Uzak asteroitlere yapılan seyahatlerde daha hızlı ve yüksek kapasiteli iletişim, bilim verilerinin daha etkili bir şekilde toplanması ve paylaşılmasını sağlayarak insanlığın evreni daha derinlemesine keşfetmesine olanak tanıyacak.

Elektrikli Araçlarda Google Haritalar Benzin İstasyonlarını Göstermeyecek

Önde gelen navigasyon uygulaması Google Haritalar, elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte dönüşümünü sürdürüyor. Son ortaya çıkan bir rapora göre, Google artık Haritalar uygulamasını tercih eden elektrikli araç sahiplerine yönelik olarak benzin istasyonlarını göstermeyecek.

Android Auto kullanan elektrikli araç sahipleri için Google Haritalar’da, hazırlanan ilgi çekici yerler kategorisinde benzin istasyonları bulunmayacak. Google, 2022 yılından bu yana elektrikli araç sürücüleri için uygulamaya koyduğu değişiklikleri doğruladı.

Google sözcüsü Pearl Xu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Navigasyon esnasında insanların en önemli ve ilgili bilgileri almasına yardımcı olmak amacıyla, geçen yıl Android Auto kullanıcılarının Google Haritalar’da benzin istasyonları yerine şarj istasyonlarına daha hızlı erişebilmesi için bir kısayol ekledik” ifadelerini kullandı.

Google Haritalar’ın Sahip Olduğu Bütün EV Merkezli Yetenekleri

Anlık Şarj Bağlantı Noktası Durumu Takibi: Google Haritalar, elektrikli araç sahiplerine yönelik olarak, EV şarj istasyonlarını aratarak yakındaki istasyonlarda şarj portlarının anlık kullanılabilirliğini görebilme imkânı sunuyor. Bu sayede, sıra beklemek zorunda kalmadan şarj işleminizi hızlıca gerçekleştirebilirsiniz.

Şarj Hızı Seçenekleri: Şarj hızı filtreleri, 150 kilowatt veya daha yüksek şarj kapasitesine sahip istasyonları rahatlıkla bulmanıza olanak tanıyacaktır.

Fiş Türü Seçenekleri: Ayrıca, aracınızın fiş türüne göre istasyonları filtreleme imkânı da bulunmaktadır. Bu özellik sayesinde, sadece aracınızla uyumlu fişlere sahip istasyonları görüntüleyebilirsiniz.

Yolculuklara Şarj Noktaları Ekleme: Google Haritalar, tüm yolculuklarınızda, mevcut trafik durumu, şarj seviyeniz ve öngörülen enerji tüketimi gibi faktörleri göz önünde bulundurarak, şarj işlemi için en uygun noktaları önerir.

Arama Sonuçlarındaki Şarj Noktaları: Ayrıca, arama sonuçlarında süpermarket gibi mekanların bünyesinde bulunan şarj istasyonları da size gösterilir. Bu sayede, alışveriş yapmaya giderken aracınızı aynı zamanda şarj edebileceğiniz bir mağazayı kolayca seçebilirsiniz.

Samsung Galaxy S24 Serisi Yenilenen Tasarımıyla Dikkat Çekiyor

Samsung Galaxy S24 için belirlenen dikey çerçeve tasarımı iPhone’a benzetiliyor. Ice Universe’in Twitter paylaşımıyla ortaya çıkan görsellere göre Samsung Galaxy S24 serisi, dikey çerçeve tasarımıyla dikkat çekecek. Bu tasarım değişikliğiyle beraber, cihazların estetik açıdan iPhone’a benzediği söyleniyor. Dikey çerçeve tasarımının yanı sıra, Meizu 20 modelini andıran detaylar da tasarımda göze çarpıyor.

Yenilenen tasarımın öne çıkan özellikleri Samsung Galaxy S24 ve S24 Plus, yenilenen tasarımlarıyla teknoloji tutkunlarını etkilemeye hazırlanıyor. Dikey çerçeve tasarımının yanı sıra, daha ince ve zarif bir görünüm sunması beklenen cihazlar, kullanıcıların gözdesi olmaya aday. Önceki nesillere göre farklılaşan çerçeve tasarımının, kullanım deneyimine nasıl etki edeceği merakla bekleniyor.

Meta Sanal Klavye Üzerinde Çalışıyor

Sanal gerçeklik veya artırılmış gerçeklik ortamlarında yazı yazmak, fiziksel nesnelerle etkileşimden daha karmaşık bir süreç olabilir. Bu zorluğun farkında olan Meta, bu soruna çözüm bulmak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor.

Şirket, herhangi bir düz yüzeyi sanal bir klavyeye dönüştürebilen bir araştırma projesini geliştiriyor. Meta’nın CEO’su Mark Zuckerberg, kişisel Instagram profilinde, kendisi ve Meta’nın CTO’ su Andrew Bosworth’ un Quest 2 gözlüklerini takarak bu yeni özelliği denedikleri bir video paylaştı.

Sanal Klavyeler Geliyor

Meta’nın CEO’su Zuckerberg, bu yeni sanal klavye özelliği sayesinde dakikada yaklaşık 100 kelime yazabildiğini ifade ederken, CTO Bosworth ise dakikada 119 kelimeye ulaşabildiğini belirtiyor. Bu oldukça etkileyici bir hız olarak gözükmekte. Karşılaştırmak gerekirse, ortalama bir kişi geleneksel bir klavyede dakikada yaklaşık 40 kelime yazabilirken, deneyimli veya eğitimli kişiler dakikada 70 ila 120 kelime arasında bir hızla yazabilirler.

Günümüzde, sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) alanında metin girişi oldukça sorunlu bir hale gelmiştir. Özellikle yüzen sanal klavyeler, kullanıcıların ellerini tuhaf bir şekilde yukarıda tutmalarını gerektirir ve her bir tuşa basmak için ekstra çaba sarf etmelerine neden olur. Ancak gelecekteki gelişmeler, bu sorunları aşma potansiyeline sahiptir. Önümüzdeki dönemlerde, herhangi bir düz yüzeyi sanal bir klavyeye dönüştürme yeteneği geliştirilirse, bu durum kısmi dokunsal geri bildirim sağlama imkânı sunabilir. Buna ek olarak, fiziksel bir klavye taşıma gereksinimini ortadan kaldırarak bileklerinizi fiziksel klavyelerde olduğu gibi rahatça dinlendirebilirsiniz.

VR/AR Başlıklar İçin Önemli

Bugünün geliştiricileri, Meat’nın Quest cihazlarında el takibini ve kullanıcının konumunu kalibre etmek için yüzeye dokunmasını gerektiren sanal klavyeler oluşturabiliyorlar. Ancak uygulamada, sanal yüzeyin gerçek yüzeyden en ufak bir sapması bile yanlış tuş vuruşlarına yol açabiliyor.

Meta’nın bu soruna getirdiği çözüm henüz tam olarak açıklanmamış olsa da video klipte gösterilen masa üstünde referans işaretlerinin bulunduğu fark edilebiliyor. Eğer bu referans işaretlerinin tam boyutları önceden sisteme programlanırsa, güçlü bir dinamik kalibrasyon sağlanabilir. Henüz piyasaya sürülmemiş olan Quest 3 modeline, Meta ilk kez derinlik sensörü ekleyecek. Bu durum, şirketin Quest 3’e muhtemelen sanal klavye desteği gibi özellikler ekleyebileceği anlamına geliyor. Aynı zamanda, Meta’nın bu yılın 27 Eylül’ünde başlayacak olan Meta Connect etkinliğinde, VR ve AR araştırmalarının daha fazlasını sergilemesi bekleniyor.

SpaceX’in Crew-7 Görevi Başladı: Uluslararası Uzay İstasyonu’na 4 Astronot Yola Çıktı

NASA astronotu Jasmin Moghbeli, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) astronotu Andreas Mogensen, Japonya Uzay Araştırma Ajansı (JAXA) astronotu Satoshi Furukawa ve Roscosmos kozmonotu Konstantin Borisov, Uluslararası Uzay İstasyonu’na ulaştırılmak üzere Dragon uzay aracını taşıyan Falcon-9 roketi ile ABD’nin Florida eyaletindeki Kennedy Uzay Merkezi’nden yerel saatle 03.27’de başarılı bir şekilde fırlatıldı. Fırlatmanın ardından, Falcon-9 roketinin yeniden kullanılabilir ilk aşama güçlendiricisi, Cape Canaveral Uzay Kuvvetleri İstasyonu’ndaki İniş Bölgesi 1’e (LZ-1) indirilecek.

Dragon uzay aracı, Falcon-9 roketinden ayrıldıktan sonra yaklaşık 24 saatlik bir yörünge yolculuğuna başlayacak. Toplamda 190 gün sürecek olan görev süresince, Crew-7 ekibi ISS’te 80’in üzerinde bilimsel çalışma ve deney gerçekleştirme amacı taşıyor.

Dün planlanan fırlatma, ertelenerek bugüne alındı. SpaceX tarafından yapılan açıklamada, bu erteleme sayesinde ekibin gerekli analizleri tamamlama şansının elde edileceği ifade edildi. NASA da erteleme kararının, astronotların güvenlik prosedürlerini teyit etme amacına hizmet edeceğini duyurdu.”

ChatGPT’de Oluşan Güvenlik Açığı Kullanıcı Bilgilerinin Sızdırılmasına Neden Oldu

STM’nin teknolojik düşünce merkezi ThinkTech tarafından Nisan-Haziran 2023 dönemini kapsayan yeni Siber Tehdit Durum Raporu kamuoyu ile paylaşıldı.

Raporda, siber güvenlik uzmanları tarafından hazırlanan sekiz ayrı konu başlığı yer aldı. Bu başlıklar arasında yapay zeka aracı ChatGPT’deki güvenlik açıkları, enerji sektörünün siber güvenlik yetkinlik modeli, siber-fiziksel sistemlerin güvenliği ve en fazla saldırı gerçekleştiren ülkeler gibi önemli konular ele alındı.

Rapora göre, ChatGPT’nin ücretli abonelik sürümü olan ‘ChatGPT Plus’, mart ayının son haftasında birkaç saatlik kesinti yaşadı. Bu kesinti, platformun kullandığı açık kaynak kütüphanesindeki bir zafiyet nedeniyle meydana geldi. Bu zafiyet sayesinde kullanıcılar, birbirlerinin sohbet geçmişlerini görebilir hale geldi. STM’nin analizine göre, bu kesinti döneminde ChatGPT Plus üyeliği olan kullanıcıların yüzde 1,2’sinin ödeme bilgileri sızdırıldı. İlgili dönemde aktif olan kullanıcıların isim, soyisim, e-posta adresi, fatura adresi, kredi kartı tipi, son dört hane ve son kullanma tarihi gibi kişisel verileri görüntülendi.

Ayrıca rapor, bir diğer güvenlik açığıyla, ChatGPT’ye entegre edilen bir dosyanın kullanıcıların hesaplarını ele geçirme amacıyla kullanıldığını da ortaya koydu. Saldırganlar bu yöntemle, kullanıcıların hesap bilgilerine, sohbet geçmişlerine ve fatura detaylarına erişebildiler. Şirket, bu zafiyeti hızla düzeltti.

Rapor aynı zamanda siber saldırı istatistiklerine de ışık tuttu. Buna göre, en fazla siber saldırı ABD’den kaynaklanırken, 194 bin saldırıyla listenin başını çekti. Rusya 185 bin saldırıyla ikinci sırada yer aldı. Hindistan, Fransa, Hollanda, Almanya, Çin, Vietnam, Polonya ve Türkiye ise sırasıyla en fazla saldırının geldiği diğer ülkeler oldu.

WhatsApp Kullanıcıları Artık İsimsiz Gruplar Oluşturabilecek!

WhatsApp’ın getirdiği isimsiz grup özelliği ile artık gruplara isim vermek zorunda değilsiniz. Bu özellik, anında ve basit bir şekilde grup oluşturmanızı sağlayarak zaman kaybını önlemeye yardımcı oluyor.

Yeni özellik, belirli bir kısıtlama ile geliyor. Şu an için WhatsApp’da 1024 kişiye kadar olan gruplar oluşturulabiliyor. Ancak isimsiz gruplar, en fazla 6 katılımcı ile sınırlı olacak. Bu özelliğin dinamik yapısı sayesinde grup adı, gruba eklenen her kullanıcıya göre farklı görünecek.

Grup adı, katılımcıların telefon rehberlerinde nasıl kayıtlı olduklarına bağlı olarak otomatik olarak oluşturulacak. Eğer bir grup, aralarında telefon numaralarını kaydetmemiş kişilerden oluşuyorsa, bu kişilerin telefon numaraları grup adında görünecek. Bu da özelliğin özellikle birbirini yakından tanıyan arkadaşlar ve aile üyeleri için tasarlandığını gösteriyor. Grup adı daha sonra isteğe bağlı olarak değiştirilebileceği gibi, isim belirlemek istemeyenler de isimsiz grup adıyla devam edebilecekler.

WhatsApp’ta İsimsiz Grup Nasıl Oluşturulur?

  1. WhatsApp uygulamasını açın.
  2. Grup oluşturmak için sağ üst köşede yer alan kalem-not defteri simgesine dokunun.
  3. “Yeni Grup” seçeneğine tıklayın.
  4. Gruba katılacak kişileri seçin.
  5. Grup adı (isteğe bağlı) ekranını göreceksiniz.
  6. “Oluştur” butonuna tıklayın.

PlayStation Plus Üyeleri, 2025’ten Sonra Uzatma Yapamayacak

Zamların öncesinde, oyuncular, üyeliklerini birkaç yıl veya daha uzun bir süre boyunca uzatmayı tercih ediyorlardı. Ancak son gelişmelere göre, PlayStation Plus üyelik uzatma işlemine tarihle sınırlama getirildi. 

Özellikle Türkiye’de, zamdan etkilenmek istemeyen oyuncular için PlayStation Plus üyelik uzatma işlemi oldukça yaygındı. Hatta bir kullanıcı, geçtiğimiz haftalarda 27 yıllık bir PS Plus üyeliği satın almış ve Sony’nin zam kararından sonra üyeliğini 3 yıl daha uzatarak 30 yıl boyunca kullanmayı planlamıştı. Benzer şekilde, zamların duyurulmasından önce, birçok kullanıcı çok yıllık üyelikler satın almaya başlamıştı. 

Ancak son zamanlarda DonanımHaber forumlarında ve sosyal medya platformlarında PlayStation Plus üyelik uzatma işleminin 2025 yılına kadar sınırlı olduğu raporları ortaya çıktı. Kullanıcılar, 2025’ten sonraki uzatma denemelerinde hata mesajlarıyla karşılaşmaktadır. Bu sınırlamanın Türkiye ile mi sınırlı yoksa küresel bir kısıtlama mı olduğu henüz net değil. Bunun teknik bir sorundan kaynaklanma olasılığı da mevcut. Sony tarafından resmi bir açıklama henüz yapılmadı. 

Sony’nin yeni fiyatlandırma politikaları 6 Eylül tarihinde yürürlüğe girecek ve Türkiye’deki fiyatlar da artış yaşayabilir. Şu an için Türkiye fiyatlarıyla ilgili net bilgi bulunmamaktadır. Sony’nin yaklaşık yüzde 30’luk zam sonrası yeni PS Plus yıllık fiyatlandırmaları şu şekilde olacak: 

  • PlayStation Plus Essential 12 Aylık: 59,99 Dolar > 79,99 Dolar 
  • PlayStation Plus Extra 12 Aylık: 99,99 Dolar > 134,99 Dolar 
  • PlayStation Plus Premium/ Deluxe 12 Aylık: 119,99 Dolar > 159,99 Dolar

Bloodborne PC ve PS5 İçin Beklenenden Geç Gelecek

Bilindiği üzere, 2015 yılında sadece PS4 için piyasaya sürülen Bloodborne, bir süredir PC platformuna geleceği söylentileriyle gündemdeydi. Ancak, henüz resmi bir onay gelmemişti. Bugün ise Bloodborne Remaster hakkında yeni bilgilere ulaşıldı ve görünüşe göre PC kullanıcılarının bekleyişi bir süre daha devam edecek.

Bilinmeyenler için, FromSoftware imzasını taşıyan ve çoğu kişinin Elden Ring veya Dark Souls serileri ile tanıştığı Bloodborne, soulsborne türünün en parlak örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Öyle ki, Elden Ring’in öncesi olarak bu türde birçok oyuncuyu büyülemeyi başardı. Bu nedenle, şimdi tüm dikkatler, oyunun PC ve PS5 Remaster sürümlerine çevrildi, diyebiliriz.

Bugün, Gaming Leaks’te ortaya çıkan yeni bir sızıntıyla, Bloodborne Remaster’ın gerçekten geliştirilmekte olduğu ve hedeflenen çıkış tarihinin 2025 olduğu açıklandı. Bu tarih, oyunun orijinal çıkışının 10. yıl dönümüne denk gelmesiyle oldukça anlamlı bir tercih olarak göze çarpıyor. Ayrıca, sızıntıda hem Bloodborne Remaster hem de Horizon Zero Dawn Remaster sürümlerinin geliştirilmesinde Nixxes Software’ın sorumlu olduğu belirtiliyor.

Paylaşılan bilgilere göre, Bloodborne Remaster için oyuncuların bir süre daha beklemesi gerekebilir gibi görünüyor. Ancak bu oyunla ilgili süregelen söylentiler ve beklentiler göz önüne alındığında, Sony’den bir sürpriz duyuru da beklememiz mümkün.